Rehinelerin kendilerini rehin alan kişilerle oluşan diyalog sonrası empati ve sempati kurmasıyla oluşur. Kendilerini rehin alan kişilerle geçirdikleri süre ve kurulan diyalog sonrası rehinelerin bu kişilere nihai olarak yardım etmeleri ve bu kişileri sevme, âşık olma durumuna dahi gelmeleri mümkündür.
Stockholm Sendromu Nasıl Gelişir?
Sürekli yaşanan bir şiddetin sonucu olarak kurbanlar saldırganı benimsemeye ve onunla özdeşleşmeye başlar. Hayatta kalma içgüdüsüyle saldırgan için hareket edilmeye başlanır. Travmatik bağlanma süreciolarak adlandırılan bu durum sonucunda kurbanın iradesi saldırgana bağlanmış olur. Bu durum gönüllü olarak gerçekleşmez, sürekli maruz kalınan şiddetin doğrudan bir sonucudur.
Dış dünyadan tamamen izole edilen kurban ihtiyaçlarının karşılanması için tamamen saldırganına bağımlı durumdadır. Bu sendromun ortaya çıkmasının temel sebebi hayatta kalma içgüdüsüdür. Saldırgan gönüllü bir kurban yaratmak istediği için küçük iyiliklerde bulunmaya ve kendisini haklı çıkarmaya başlar, bu küçük iyilikler kurbanın gözünde büyüyerek büyük jestler haline gelir. Zamanla kurban kendisini saldırganın gözlerinden görmeye ve ona hak vermeye başlar. Saldırganın şiddet eğiliminin de görmezden gelinmesiyle kurban içinde bulunduğu tehlikeyi de reddetmeye başlar. Bu olaydan sonra kurban artık tek olumlu ilişkisi olarak gördüğü saldırgandan ayrılmak istemez.
Stockholm Sendromunun Görüldüğü Gruplar
Bu sendrom rehin alma ya da kaçırılma durumlarında, tecavüze uğrama, aile içinde cinsel istismara uğrayan çocuklarda (istismara uğrayan çocuk ve istismar eden ebeveyn arasında), savaşta esir olarak alınma, toplama kamplarında bulunma, aile içi şiddete maruz kalma durumlarında, uzun süren hapishane deneyimlerinde, tarikatlarda görülmektedir.
Stockholm sendromu her zaman rehin alan ve rehine alınan kişileri içeren, yüksek riskli durumlarda gelişmez. Kişilerin kendilerini üzen ve zora sokan, mutsuz eden koşulları benimsemeleri, bu koşulları savunmaları ve bu koşulların sebeplerini görmemeleri veya görmeyi reddetmeleri de Stockholm sendromu olarak adlandırılabilir.
Yaşanan deneyimlerin süresi ve yoğunluğu, rehin alınan kişilerin kendi ortamlarından ne kadar izole edildikleri gibi faktörler Stockholm sendromunun oluşma süresini ve yoğunluğunu etkileyen faktörlerdir.